Monday, June 04, 2007

"We Speak Through The Sound of Junks", 2006, video stills, 7:25”

The video demonstrates several workers who are dealing with junks-scraps in a small workshop named “Sahinler Metal” in Ankara. A container in this video avarages 60 kg large block from each material a day. The blocks later on are transported to the main factory in İstanbul from Ankara in order to be used in recycling. The video is accompanied by a special noise effects provided by the noise-sound available there by manupulation. The workers Recep, Turan and Duran have been working for ten years in this small workshop and speaking through the sound of junks. What was astonishing was that the worker were as if they were struggling with the junks as some protagonists like Cezar, Warhol did. In this sense, it did not seemed strange to perceive the enviroment and the workers like an artist’s studio.

"Biz Hurda Sesleriyle Konuşuruz" adlı video Ankara'daki Şahinler Metal' adlı küçük bir atölyede gerçekleştirildi. Video, günde ortalama 60 kg hurda alabilen bir konteyneri ve burada çalışanları temel alıyor. Konteynere yerleştirilen hurdalar daha sonra geri-dönüşüm sürecinde kullanılmak üzere Ankara'dan İstanbul'a naklediliyor. Atölye son derece gürültülü ve bu gürültülerden elde edilmiş özel ses efektleri videoya eşlik etmekte. Recep, Turan ve Duran 10 yıldır bu küçük atölyede hurda sesleriyle konuşuyor, hurda sesleriyle çalışıyorlar. İlginç olan nokta, hurdalarla cebelleşen bu işçilerin, Cezar, Warhol gibi öncü sanatçıların çalışma yöntemlerini çağrıştırması. Bu yüzden ortamı bir sanatçı atölyesiyle özdeşleştirmek pek garip olmasa gerek. (F.Ö)





Ferhat Özgür
“Monsieur! This is Ankara Castle”, 2006, video, 15:20”

In Ankara Castle the children who were guiding the tourists were giving information about the castle with an incomprehensible English in exchange of 1 New Turkish Lira. I also wanted to get information from them and gave each of the 1 New Turkish Lira, to get it started. In fact they were not quite aware of what they were talking about. This was not any of significance, since all of them were reciting from a text that they had memorized. A retired teacher of history came and explained “original version”, as she was rather personal commentary.

Ankara Kalesi'nde turistlere rehberlik yapan çocuklar anlaşılmaz bir İngilizceyle 1 YTL karşılığında kalenin tarihine yönelik bilgiler veriyorlardı. Ben de bilgilenmek amacıyla onlara 1 YTL verdim. Gerçekte hiç biri ne anlattığını bilmiyordu. Tüm metinleri ezbere okuduklarından bunun bir önemi de yoktu. Sonra, emekli bir tarih öğretmeni devreye girdi ve son derece kişisel bir yorumla kalenin "gerçek tarihi"ni anlatmaya başladı.

Ferhat Özgür, "Let's Everybody Come Out Today"

For English Please scroll down
Ferhat Özgür, "Let's Everybody Come Out Today", 2002, photograph (two pieces), each 170x120 cm
Yapıt 2002 yılında küratörlüğünü Vasıf Kortun'un yaptığı Proje 4L İstanbul Güncel Sanat Müzesi'nde sergilendi. Sergi 1968 kuşağının isyankar tutumundan fezy alarak adını "Plajın Altında: Kaldırım Taşları" adını taşımaktaydı.
The work was exhibited in Project 4L Istanbul Contemporary Art Museum in 2002, curated by Vasıf Kortun. The name of the show which derived from the rebellious attitude of 1968 student generation was "Under The Beach: Pavement".
"Bir yanında Ankara Yarı Açık Ceza Evi, diğer yanında Büyük Ankara Hastanesi'nin bulunduğu bir sokak "Yan Sokak"ı. Tuhaf bir isimle doğup büyüdüğüm mahallenin adı nedense Şükriye Mahallesi olarak belirlenmiş. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım burada geçti. Sonra Demirlibahçe'de yaşadım, ta ki on iki yıldır ikame etmekte olduğum Oran Şehri'ne yerleşene kadar. Bu yeni bölge daha çok, sanatçı, yazar ve politikacıların toplandığı bir "uydu kent" olarak biliniyor.
Düzenli olarak ziyaret ettiğim Yan Sokak'a bir Pazar günü gittiğimde yapmak istediğim şey, bu sokakta ikame edenlerin kapılarını tıklatmak ve onları sokak boyunca tek bir sıra halinde dizmekti. Geriye kalan şey, onları sokağın bir girişinden bir de çıkışından (gerçekte çıkmaz bir sokaktı burası) görüntülemekti. İlk kez tüm mahalleli, tek bir ortak anı paylaşmak üzere dışarıdaydı. (F.Ö)