2 projects for the 10th Istanbul Biannial September 2007
English (Türkçe bilgiler için aşağıya inin)
"Puzzle Paper and Board"
This year in the 10th Istanbul Biennale there will be two of my projects. One is a semi-documentary video called "Today is Sunday/Monday". You can find more information, comments and reviews about it if you scroll down the page. The other one is an "interactive public space" project. This has been made possible through the contributions of the merchants, people & passers-by in the IMC block - one of the designated spaces for this biennale. Accompanying this project is a four page 'puzzle' newspaper - similar to the weekend inserts of many daily papers. Here are crosswords (with questions & answers), puzzles, word search games, etc. These have been created bearing in mind the interests of those traders who work in the IMC blocks and the people who visit the markets. The suggestions, proposals & worries of these people have been supplemented by other people that I know.
Preface - Editor's Note for the Puzzle Paper
The Paper you are holding in your hands has been designed as a public space project titled “Game Area: Crossword” for the 10th Istanbul Biennial. The newspaper includes questions and answers compiled with the suggestions of the inhabitants of the İMÇ and enables subjective information flow between us the audience and the traders and also among the traders themselves. Every individual who asked a question naturally thought about the point which had to be emphasized in their life and invited others to discover this point. In my face to face meetings with the traders to collect questions and tell them about the purpose of the project, I frequently emphasized the following point:
I am a beggar of questions-answers.
In the beginning, everything seemed very difficult. The project came at an extremely critical time. The tradespeople in the area had lost their joy to work since they had learned that this centre, which had held the pulse of the country since the 1960’s, would be demolished in the near future as part of the urban transformation plan and that 50 wooden villas in the Ottoman architectural style would be erected in its place. Although this news has not been confirmed yet, the fuss around the issue has already led to a significant loss of customers. Every time I went to the İMÇ for the project I found the traders waiting for customers, generally in despair. Even on Saturday, the busiest day for business, while the streets, boulevards and shopping centres of Istanbul were jam packed, the tradespeople here were alone in despondency.
Within the scope of the project, although for a short period of time, I shared the questions and answers of the tradespeople who worked there and therefore their problems, their interests and their life by the mediation of art. I was pleased to have communicated with them face to face, voice to voice, to have mixed with them. However, this project, since it developed in accordance with the language of the geography it was produced on, may seem limited by locality and the participation of only those who speak Turkish. No doubt those who cannot speak Turkish will not be able to solve the crosswords here. Nevertheless, the project also carries an element of "nomadism" since it can be adapted to other geographies, other contexts and other languages.
Because the essence of the “game” is the same everywhere.
(ferhat özgür, july 2007 / translated into English by Nazım Dikbaş)
"Today Is Sun/Monday", 2005 video stills, 7:10"
"Puzzle Paper: A Public Space Project
for the 10th Istanbul Biannial, Istanbul Textile Traders' Market", 2007
"interviewss with the people in Istanbul Textile Traders's Market"
for the preparations of the puzzle paper and board project
July 2007
sketch for the puzzle board 1
stetch for the puzle board 2
Türkçe10.İstanbul Bienali çerçevesinde sergileyeceğim "Today Is Sun/Monday" adlı videoya ilişkin daha ayrıntılı bilgiyi aşağıdaki sayfalarda bulabilirsiniz. İkinci proje etkileşimli bir kamusal alan projesi.
"Bulmaca Gazetesi ve Panosu"
Günlük gazetelerin hafta sonu bulmaca eklerinden hareket edilerek hazırlanacak yeni bir bulmaca gazetesi, bienal mekanlarından biri olan İMÇ Blokları'nda çalışan esnafın, müşterilerin, gelip geçenlerin ve tanıdığım kişilerin, soru, yanıt, öneri, ilgi ve kaygılarından hareketle oluşturuldu. Gazete tüm bienal mekanlarında ücretsiz olarak dağıtılacak. Doğasına uygun olarak bu gazetede, alışılagelmiş eğlenceli bulmacalar olabileceği gibi, kültürel, toplumsal ve politik içerikleri olan "oyunlar" ve "bilmeceler" ve "sorular" da bulunacak. Bulmaca Projesi sanat ve toplumsal katılım arasında bir işbirliğini önermekte, sanat ile gündelik hayat / sanat ile oyun arasındaki sınırlara sızmayı amaçlamaktadır. Huizinga oyunun insanın en temel özelliklerinden biri olduğunu vurgularken, insanın “homo sapiens” ve “homo faber” özelliklerine “homo ludens”i yani, “oyun oynayan kişi” özelliğini de ekliyordu. Huizinga ciddi oynanmış her “oyun”da bir gerilim de buluyordu.
Bienal projesinde amaç, bir “oyun alanı” açmak için, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı çalışanlarıyla toplu ya da kişisel görüşmeler yapmak, bulmacaların soru ve yanıtlarını belirlemek, 2 yapraklı 4 sayfalık ve ziyaretçilere ücretsiz dağıtılacak bir bulmaca gazetesi çıkarmaktır. Bulmaca doğası gereği kavramsaldır. Sorunu çözmek için gerekli olan, tüm parçacıkları bize baştan verir ama bizi siyah ve beyaz karaler arasındaki boşluk sekmeleriyle kendimizle baş başa bırakır. Bütün işimiz, parçacıkları doğru yerlerine oturtmak, bağlamları birbirleriyle ilişkilendirmektir. Kuhn ve Feyerabend bilim adamlarını bile bulmaca çözmeye çalışan kimselere benzetiyordu.
Projede bir gazetede farklı toplumsal katmanlardan gelen bireylerin önerileriyle toplanmış soru ve yanıtlar yoluyla, bu bireyler arasında öznel bilgi akışına da olanak sağlayacaktır. Soruyu soran her birey, doğal olarak, kendi hayatında vurgulanması gereken noktayı düşünecek ve başkalarını bu noktayı keşfetmeye davet edecektir. Bir bireyden ötekine, bir dükkandan diğerine geçerken bulmaca süreci benim için bir tür “soru-yanıt” dilenciliği olacak.Yine de projeye hissedilebilir bir görsellik kazandırmak için dört büyük bulmaca tahtasını, üçer haftalık dönüşümlerle, bienal süresince, İMÇ’de görünür bir yere yerleştirmek ayrı bir gereklilik. Sadece “basılı gazete”yi tek başına kullanmak yeterli bir etkileşim ve görsellik yaratamayabilirdi.
Bulmaca tahtasının kamusal bir alana yerleştirilmesiyle, gelip geçenlerin de bulmaca tahtasıyla karşılaşmaları, onu çözmeye çalışmaları, oyuna girişmeleri, yapıtla temas kurmaları mümkün olacak, böylece projenin etkileşimliliği bir kat daha artacaktır.
Bulmaca Gazetesi İçin Editör'ün Notu
Elinizde tuttuğunuz bu gazete 10.İstanbul Bienali’nde içinbir kamusal alan projesi olarak tasarlandı. Gazete İMÇ sakinlerinin önerileriyle toplanmış soru ve yanıtları içeriyor ve hem biz izleyici ve esnaf hem de esnafla esnaf arasındaki öznel bilgi akışına olanak sağlıyor. Soruyu soran her birey, doğal olarak, kendi hayatında vurgulanması gereken noktayı da düşündü ve başkalarını bu noktayı keşfetmeye davet etti. Soruları toplamak, projenin amacını anlatmak için esnaflarla yüz yüze görüşmelerimde sıklıkla şu noktayı vurguladım:
Ben bir soru-yanıt dilencisiyim.
Her şey başlangıçta çok zor göründü. Zira bu proje çok kritik bir zamana rastlamıştı. Buradaki esnaf, 1960’lardan beri ülkenin nabzını tutan bu merkezin, belediye tarafından, kentsel dönüşüm planı çerçevesinde yakın dönemde yıkılacağını ve yerine 50 adet Osmanlı mimarisine uygun ahşap villa dikileceğini öğrendiğinden beri çalışma sevincini kaybetmişti. Şu aşamada haber kesinleşmiş gözükmese de çıkarılan yaygara epeyce müşteri kaybı yaratmıştı zaten. Proje için İMÇ’ye her gidişimde esnafı müşteri beklerken ve genellikle ümitsiz buluyordum. En işlek gün Cumartesi bile, İstanbul’da sokakları, caddeler ve alış veriş merkezleri tıklım tıklımken buradaki esnaf kan ağlıyordu.
Proje çerçevesinde orada çalışan esnafın soru ve yanıtlarına ve dolayısıyla dertlerine, ilgilerine, hayatlarına sanat aracılığıyla sınırlı bir zaman dilimi için bile olsa ortak oldum. Yüz yüze, ses sese temasa geçmiş olmaktan, içlerine karışmış olmaktan memnunluk duydum. Ancak bu proje, üretildiği coğrafyanın diline bağlı olarak geliştiğinden dolayı, başlangıçta yerellikle ve sadece Türkçe bilenlerin katılımıyla sınırlı gibi görünebilir. Doğal olarak Türkçe bilmeyen buradaki bulmacaları çözemeyecek. Ne var ki, başka coğrafyalara, başka bağlamlarda ve başka dillerle adapte edilebilmesiyle de bir tür “göçerlik” özelliği de taşıyor.
Çünkü “oyunun” özü her yerde aynı.
Ferhat Özgür, Temmuz 2007 İngilizceye Çeviri Nazım Dikbaş)
No comments:
Post a Comment